Dünyamızı Değiştirecek Fikirler

 Dünyamızı Değiştirecek Fikirler

Dünyamızı Değiştirecek Fikirler, Gelecekte olacaklar şimdiden vay be dedirten cinsten ve teknoloji umduğumuzdan daha kısa zamanda bizler ile olacak. Yeni gelecek olan teknoloji hayat ve yaşama tarzımızı en önemlisi bedenlerimize bakışımızı değiştirecek türden gelişimeler olacak. İklim felaketinin de mutlak önüne geçecek değişimlerde bizleri bekliyor olacak.

Çağımızda teknoloji çok hızlı ilerlemekte ve durmadan yeni atılımlar ile kendini göstermektedir. Bizler her gün değişim gösteren teknolojiyi gelecekte hayatlarımızı sonsuza değin değiştirecek yenilikler ortaya çıkıyor gibi duyumsayabiliriz.Yeni oluşum gösteren fütüristik teknoloji adımları gelişmeler bakımından insanoğlunun kaydettiği harkulade ilerlemenin izlerini kaçırmak çok ama çok kolay gibi görünüyor ama şimdilik.

Yapay zeka günden güne kendini daha bir bulmakta, hatta sıfırdan şiir yazabilmekte yazılı bir konut neticesinde resimler yapabilmekte hatta insan beynini okuyabilmektedir. Bundan başka ileride yemek şeklimizde aslında geleceğin teknolojisine emanet gibi duruyor lakin laboratuvar da yetiştirilen yiyecekler şimdiden büyük rağbet görmekteler.

Nekrobotik

Geleceğin yeni teknolojileri geleceği değiştirme gibi bir olasılıkla inanılmaz duruma gelebilmektedir. Aynı zamanda şimdilerde ki çağımızda inanılmaz atfedilmekte hatta çok ürkütücü ve korkutucuda gelebilmektedir bu durum bizlere.

Nekrobotik isminden de anlaşılacağı üzere ölü atfedilen şeyleri robotlaştırma konusunda bilimsel bir dal olarak bilinmekte. Ne kadar tüylerimizi diken diken yapan bir korku filmi senaryosu gibi dursa da bu bilim ile ilgilenen Rice Üniversitesinde araştırılmakta olan bir teknoloji dalıdır Netrobotik.

Konuyu araştıran bilim ekibi, ölen bir örümceği canlı halde iken diğer nesneleri tutma kapasitesi göz önünde bulundurarak robotik bir yapıda canlandırmayı başardılar. Bunu başarmak için örümceğe hava enjekte edip örümceğin kendi kan versiyonlarını  (hemolimf) uzuvlarını açıp kapatmak için hidrolik olarak kullanmakta ve bu detay ile örümcek hareket edip canlı iken yaptığı hareketleri aratmayacak durumda oluşum gösterebilmekte.

Şu anda bu deneyler başlangıç aşamasında fakat ölü hayvanların bilimi ilerletmek amacı ile kullanıldığı fikri teknoloji aşamasında bir devrim niteliğinde olabilir.

Ksenotransplantasyon

Şimdilik çok yaygın olmada hayvanların doku veya organlarının insanlara yerleştirilmesi işlemine ilham kaynağı ve başarı oranı çok yüksek bir oluşum Ksenotransplantasyon. Bir domuzun kalbini bir insana yerleştirmek ilk başta kötü bir fikir gibi gelse de bu çağımızda gayet mümkün görünmekte ve iki kişinin şuana kadar bu operasyondan sonra hayata tutunduklarını bilmek sevindirici.

Ksenotransplantasyon (Bir insana hayvan kaynaklı alınan hücrelerin, doku veya organların nakledilmesi) ameliyat ile mümkün ve insanda hayranlık uyandıran bir gelişme.

Şimdiye kadar gerçekleştirilen en yaygın durum ise bir domuzun bir insana nakli ve hastanın hayat fonksiyonlarını gayet iyi gerçekleştirdiği de bilenenler arasında.

Ama bu ameliyatta direk olarak kalp insana aktarılamıyor. Önce gerekli gen düzenlemesi yapılması şartı var ve bazı genlerin kalpten çıkartılması gerekli. Şuana kadar iki kişide uygulanan ve başarı gösteren ameliyat Tıp otoriteleri arasında yeni bir çağın başlangıcı olarak görülmekte.

Her ne kadar başarı oranı garanti gibi görünse de risk faktörleri de yok değil ve araştırmalar son hızı ile sürmekte. İleride ksenotransplantların düzenli olarak uygulanarak, organ bekleyen kimselere bir umut olacağını ve merakla gelişmelerin ne yönde olacağını beklemekteyiz.

Beynimizi okuyabilen Robotlar

Bundan sonra sadece bilimkurgu tarzında gördüğümüz beyin okuma teknolojisi neredeyse tamamlanmak üzere olan bir evrede. İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü Lozan’daki (       EPFL) tarafından hızla yürütülmekte olan araştırma ve geliştirme aşamasında olan yenilikte makine algoritması sayesinde, bir kol, bir beyin ve bilgisayar arayüzü ile tetraplejik hastaların beyinden gönderdikleri komut dizinleri ile çeşitli evrelerde hareket edebilmesini sağlamış durumda.

Yapılan testlerde robotik kol, bir engelin etrafında dolaşabiliyor bu gibi basit görevleride hakkı ile yerine getirebiliyor. Algoritma sayesinde EGG başlığı kullanılarak beyinden gelen sinyaller yorumlanıyor ve robotik kolun engele mesafesi tam istenildiği gibi ayarlanabiliyor. Mesela hareketin çok hızlı veya yavaş olarak sürdürüldüğü de algoritma sayesinde belirlenebiliyor.

Gelecekte bu durum tekerlekli sandalye kullanan veya tetraplejik hastalar için bir ışık niteliğinde bir çalışma ve uygulama.

Doğal Dil İşleme

Doğal dil işleme interneti kasıp kavuran bir yeni örnekleme ve yeni trend durumunda. Muhakkak Google’ın otomatik tamamlamasını biliyorsunuzdur veya akıllı telefonunuzun ne yazmaya çalıştığınıza dair örneklemelerini ve tahminlerini aslında akıllı telefonlarınız size daha fazla yardımda da bulunabilirler.

OpenAI yapay zekanın temellerinde yer almakta ve başlangıçta görüntü oluşturucu olarak bildiğimiz Dall-E 2 ile adından hayli epeyce söz ettirmiş bir şirketti şimdilerde ise ChatGPT olarak bilinmekte olan bir chatbot uygulaması mevcut. Kendiliğinden şiirler yazıyor, karmaşık teorilerin uzmanı olrak karşımızda ve sanki bir insanmış gibi bizim ile uzun uzadıya sohbetler gerçekleştiriyor.

ChatGPT, GPT3 ismi ile bilinen ve milyarlarca metin üzerinden eğitilen ve mantıksal olarak cümle oluşumunu öğreten bir yazılım tarafından desteklenen devasa bir yapıdadır.

ChatGPT yapay zekanın geleceğinin asıl ve farklı bir örneğidir. Sıfırdan yeni web siteleri oluşturabilir, uzun kitaplar yazabilir ve hatta çok komik şakalar da yapabilir. Fakat daha mizahta tam uzmanlaşmadığı açık bir gerçekliktedir.

Silikon Çiplerde ki Yapay Nöronlar

Bilime katkı sağlayan insanlar, sinir sistemimizi kopya ederek ve sinir sistemimizin özelliklerini kopyalayarak yapay nöronları silikon çipler ile ilişkilendirmeyi başardılar.

Projenin başında ki uzman Bath Üniversitesinden Profesör Alain Nogaret “ Şimdiye değin nöronlar adeta kapalı kutular gibiydiler ama biz karakutuyu açmayı başarabildik” dedi.

Alain Nogaret yapılan çalışma paradigmayı değiştiriyor çünkü gerçek olan nöronların elektriksel özelliklerini en ince ayrıntısına kadar yeniden üretebiliyor ve bunun içinde bize sağlam bir yol sağlıyor şeklinde konuştu.

Fakat çalışmanın daha boyutlu olarak işlenmesi de gerekiyor çünkü nöronlarımız 140 nanowatt güce ihtiyaç duymakta. Bu ise sentetik nöron yapma girişimlerinde kullanılan bir mikro işlemcinin milyarda biri kadar. Ama nereden bakılırsa bakılsın yol kat etme aşamasında ki yerimiz gurur verici.

Araştırmacılar çalışmanın çok az güç gerektirdiğinden çalışmaların kalp yetmezliği ve Alzheimer gibi rahatsızlıklar için bir devrim niteliğinde olduğu konusunda hemfikirler.

minikblog sizin için bloglamayı sürdürecek…

Yapılan Yorumlar
Bir Yorum Yapın

buradan bir menü oluşturun