Stres ile baş etme yöntemleri nelerdir, stres her daim hayatımızda var. Biz onu yönettiğimiz sürece sorun yok, biz onu kontrol etmezsek eğer zihinsel, bedensel ve ruhsal olarak bir takım sıkıntılara yol açıyor üstelik kronikleşiyor. O zaman gelin her daim hayatımızın içinde stresi biz yönetip yakıt olarak nasıl kullanacağımız hakkında bir keşfe çıkalım.
Stres yönetimi dediğimizde aklımıza stresin hangi aşamalarda olduğumuz ve stres ile nerelerde karşılaştığımız aklımıza gelir.
Şunu fark etmemiz gerekiyor ki hayatımızda her anımızda stres var.
Aslında mutlu ve rahat olduğumuz zamanlar esnek olduğumuz zamanlarda stres daha azınlıkta, ancak fark edemiyoruz.
Nerelerde stres ile karşılaşıyoruz, hayatımıza bir yenilik girdiğinde bir değişiklik girdiğinde yeni bir şey öğrenirken stres var. Yeni bir işte, yeni bir şehirde, yeni bir okulda, eşinizle, eşinizden boşanırken, ölüm varsa bir trajedi varsa her an yeni bir stres içerisindesiniz. Örneğin bir sınava girecekseniz ya da bir sunuma hazırlanıyorsanız stres var demektir.
Stres biz kontrol ettiğimiz sürece bize yakıttır, bizi harekete geçiren bir öte gitmemizi sağlayan şeydir, o halde bundan yararlanalım.
Stresi nasıl yönetmeliyiz:
O halde stresi nasıl yöneteceğiz? Duygu, Düşünce, Davranış 3 D dinamikleri dediğimiz bir şey var. Eğer bunlardan birisini kontrol altına alırsanız ve farkındalık oluşturursanız diğer ikisi öbürlerinin peşinden gidiyor. Şimdi tek tek inceleyelim duygularımız, düşüncelerimiz ve davranışlarımız.
Düşüncelerimiz ile başlayalım:
Önce beynin nasıl çalıştığına bir bakalım kazanan tutum dediğimiz bir şey var tüm dünya bunu kazanmaya çalışıyor. Kazanan tutum bir şeyi olduğu gibi bırakmaktansa tutumunuzu değiştirmekle ilgili. Yani bakış açınız ile ilgili kimseyi değiştiremezsiniz olayları da değiştiremezsiniz, kendinizi bile değiştiremezsiniz. Değiştirebileceğiniz ve özgür olduğunuz tek alan herhangi bir olaya bakış açınız. Düşüncelerimiz aklımızdan geçen her düşünce gün içinde çok fazla şey düşündüğümüzü söylüyor uzmanlar, olumlu yada olumsuzluklar belirtiyor veya kelimelerin beynimize bir tepkisi oluşuyor. Eğer olumsuz bir kelimeler kullanırsak ona başka bir tepkileme veriyor, olumlu kelimelere başka bir tepki veriyor ve bazı kelimelerin öncesini ve sonrasını silebiliyormuş beyin. Örneğin me ma eklerini algılamıyor çünkü zihin zıttı ile öğrenen bir mekanizma olduğu için dikkat et düşme dediğinde düşüyor, çünkü düşmeme pozisyonunda olmak için düşüyor da olmalı zıttı ile yani bir referans ile öğreniyor beynimiz. O halde bir taksiye binip şuraya gitmek istemiyorum, şuraya da götürme beni demeyiz. Gitmek istediğimiz yeri söyleriz o halde stres yaratan cümlelerden çok size iyi gelecek ve sizi rahat hissettirecek cümleleri seçin, bunlar zihinden o kadar çabuk geçiyor ki farkına bile varamıyoruz.
Davranış:
Beynimizden geçen düşüncelerin hızı da çok önemli çünkü yine uzmanlar diyor ki beynimizin bir ritmi var ve uyku ritminde dalgalar farklı, uyanıklıkta farklı, aralardakiler farklı ve Dünyanın da bir ritmi var. O halde öğrenme ritmini bilmeniz, hafızaya alma ritmini bilmeniz ve aynı zamanda uyku uyanıklık ve dinleniyor konumunda ki hal ve hareketleri sizin önce tanımanız ve bu konuya göre de kendinizi ayarlamanız lazım. Burada kazanan tutum çok önem kazanmakta ya bir şeye kahredeceğiz yada bir bakalım nasıl kazançlı bir duruma getirebileceğiz diyeceğiz. Bu ikisinin arasında gider gelirsek kendimizi bitkin, yorgun hatta depresyonda bile hissetmemiz mümkün. Nasıl çıkacağız davranışlarımızı kontrol altına alarak. Nasıl davranıyoruz eğer bitkin yürürseniz bitkin oturursanız omuzlarınızda yük varmış gibi kapanırsanız, ışığa ve hayata kendinizi kapatırsanız inanın bunu istediğinizi sanan vücudunuz tamda devamını getirecektir. O halde ne yapıcağız her şeyin bir çözümü var henüz biz göremedik o halde davranışlarımız hızlı hareketli ve dik olacak. Başarmışlara bakın hiçbiri bitkin değildir, hiçbiri başları önlerinde eğik yürümezler. Hepsi hareketli canlı ve tamda hayatın içindedirler, diğer bir tabirle akıştadırlar. Bu arada bel kemiğinizin dik olması nefes bölgenizi rahatlatacak zihninizi çok daha açık hatta fikirleri fark eder noktaya getirecek.
3. Duygular:
Duygular birebir nefes ile alakalı, eğer kızgınsanız kızgın bir boğa gibi nefes alır veririsiniz. Eğer çok sıkkın ve stres altındaysanız nefes alıp vermeyi bile unutursunuz. Bu gibi durumlarda bizim tek odaklanmamız gereken husus nefes alıp vermeye yönlenmek ve doğru sıklıkta sakince akciğerleri oksijenle beslemek olmalı. Nefesimizi kontrol edeceğiz derinliği ne kadar, rahatlığı ne kadar, ne kadar sıklıkta nefes alıp vermemiz ve bizimle uyumlu mu biz nefesle uyumlu muyuz. Dikkat edeceğimiz noktalardan bir tanesi duygularımızın düşünce ve davranışlarımızı etkilediği yine bilim insanlarının muhteşem keşiflerinden ayna nöronlardan onlardan bahsetmemiz gerekiyor. Ayna nöronlar tamda duyguları yansıtan düşünce ve davranışların temelini oluşturan duyguları yansıtan bir şekilde programlanmış insan vücudunda. Tıpkı buradaymış gibi gerçekmiş gibi tepki veriyor beyniniz, dinlediğiniz, seyrettiğiniz yada düşündüğünüz burada ve gerçekten oluyormuş gibi. Eğer karşınızda ki kişi çok sinirli ise onu aynalıyoruz. Eğer çok daha rahatsa onu aynalıyoruz. Onlarda sizi aynalıyor, o halde kısır döngüden çıkıp birinin kontrolü ele alıp normalleşmesi gerekiyor.
Yine yapılan araştırmalar göstermiş ki duygularımızı etkileyen başka faktörler var. Örneğin odanızın çevrenizin nasıl koktuğu yada hangi renklerle sarılı olduğu, ne renk giyindiğiniz. Buna renk terapi diyorlar. Aynı zamanda dinlediğiniz müzik ve müziğin ritmi de duygularınıza hükmetmekte buna da bir farkındalık oluşturmamız gerekiyor.
Dikkat edeceğimiz bir başka noktada şu, bedenimizin kaslarının gergin olup olmadığı. Bunu nasıl anlayacağız biliyor musunuz önce bütün bedeninizi önce bir kasın omuzlarınız, avuç içleriniz, bacaklarınız tüm kaslarınızı bir kasın sonra rahat bırakın. Bunu 3-4 sefer yaptığınızda gergin ve gergin olmayan bedeninizi fark etmiş olacaksınız. İşin güzel kısmı şu çok fazla gerginseniz vücudunuz sizi rahatlatmaya çalışacaktır.
Sizi sıkıntıya sokan ve aklınızdan geçen cümleyi yakalayın, bu cümle gerçekten doğrumu objektif olarak bir bakın. Bu cümle size ne kazandıracak doğrumu buna da bir bakın. Bu cümlede takılı kalırsanız size ne kaybettirecek buna da bir bakın, bu cümle 5 yıl sonra yada 10 yıl sonra bu kadar önemli olacak mı buna da bir bakın ve son olarak bu cümleyi tam olarak tersine çevirin yada kafanızda ki her cümlenin tersi için bunu şu şekilde yapmaya hevesliyim diyerek kendinizi yüreklendirin.
Nefese dikkat edeceğiz dedik ama anında değişiklik istiyorsanız bir bardak su için. Eğer su birazcık soğuk olursa biraz daha iyi. Gitmek istediğiniz yerlerin listesini sayın, yeni öğrendiğiniz bir dilde ya da yabancı bir dilde ona kadar sayın. Sakız çiğnemek su ile buluşmak yani elleriniz yıkamak ve iyi bir müzik dinlemek ritimli bir müzik dinlemek size iyi gelecek.
Çok gerginseniz gergin hissediyorsanız mümkünse mekanı değiştirin ve zihninizde kendinize ait bir mekan oluşturun. Her canınızı sıkıldığında sınav öncesi sınav sonrası yada karşılaştığınız stresler öncesi o mekana saniyeler öncesi gitmekte zihninize çok iyi bedeninize çok iyi gelecek.
Stres hayatınızın her anının da var, mutluluk dediğimiz parça parça ve zaman içinde geliyor biz onları birleştirdiğimiz de mutluyuz diyoruz. Doğal uyanıklık dediğimiz bir şey var doğada, Ceylan su içerken yada bir kelebeğe baktığınızda fark edeceksiniz küçücük bir değişiklikte kendi hayatlarını korumak için strese girerek bir korumaya alırlar davranışlarını, düşüncelerini ve duygularını. Bu doğal uyanıklık dediğimizi baştan kabul edersek bize yorucu gelmeyecek. O halde stres bizi geliştirecek olan şeydir ve ne kadar stresliysek bunu yakıta çevirebilirsek sizi çok daha ileriye götürebilecek, sizin için çalışacak çok da sadık bir dost olabilir stres. Stres ile baş etme yöntemleri için önce strese gülümseyelim onu yönettiğimiz ölçüde başarı, güç ve sevgi bizlerle olacaktır.
minikblog sizin için bloglamayı sürdürüyor…