Artificial Intelligence (AI) Yapay zeka nedir? Bundan 10 sene evvel sizlere yapay zekadan bahsetsek bir bilim kurgu filmi hakkında bahsettiğimizi düşünürdünüz. Fakat işlerimizi gerçekleştirirken ve hatta günlük hayatımızda bu teknolojiyi görmekteyiz.
Yapay zeka aslında 10 yaşında ki dahi bir çocuğa benziyor, onu emeklerken izledik zamanla bizi yüzümüzden tanımaya ve söylediklerimizi anlamaya başladı. Bu günlerde kendi kendine yazabildikleri bizi şaşırtıyor. Beş yıl sonra araba kullanmayı öğrenecek ve on yıl sonra ise Dünya’yı değiştirecek. Dünya’yı değiştirecek diyoruz ama herkesin bahsettiği bu yapay zeka nedir?
Artık hayatımızda yeni bir teknoloji var ve biz buna yapay zeka diyoruz. Aslında pek de yeni bir kelime sayılmaz ama çoğumuzun hayatına yeni girdi. Düşünebilen makinaların olabileceği fikri ikinci Dünya savaşına kadar dayanmakta. Ünlü matematikçi Alan Turing oldukça ünlü bir fikri ortaya attı, eğer bir makinanın zekası insanların konuştuğu dili konuşmasına elverecek kadar gelişirse o makine artık bizler gibi akla sahip olacaktır. Yani Alan Turing’e göre ben karşımda sohbet ettiğim robot mu yoksa gerçek bir insan mı olduğunu ayırt edemiyorsam o makine genel zekaya sahip bir makinadır.
Bu günün teknolojisi böylesine gelişmiş bir makinanın yapılmasına izin vermiyor, bir makinayı insandan ayırmak oldukça kolay. Fakat her geçen gün yapay zeka uygulamaları eskiden sadece insanların sahip olduğu becerileri kazanmakta. Bundan on yıl önce dünyanın en güçlü bilgisayarı dahi bir kedi ve bir köpek resmini ayırt edemiyordu, bilgisayarlar söylediğimiz cümleleri anlamlandıramıyorlardı. Her ne kadar filmlerde görsek de yüz tanıma sistemi ile telefonumuzu yada bilgisayarımızın kilidini açamıyorduk. Artık hayatımızda bunlar var ama biraz geçmişi düşünelim bunları geçmişte konuşuyor olmak gerçekten çok farklı idi. Son on yılda yapay zeka makinaların bizim dünyamızı daha iyi anlamalarını sağladı artık makinalar bizleri yüzlerimizden tanıyabiliyorlar, objeleri ayırt edebiliyorlar ve en önemlisi isimlendirebiliyorlar. Hatta geçen günlerde hizmete sunulan bir program gazetelere ve dijital mecralara haber yazabilir duruma geldi. Bu haberlerin robotlar tarafından mı yoksa insanlar tarafından mı yazıldığını çoğu kişi ayırt edemedi.
Makinalar artık dünyamızı o kadar iyi anlayabiliyorlar ki araba kullanmayı dahi bizden daha kusursuz yapabilmekte makineler. Makineler bizim dünyamızı daha iyi anladıkça bizde kendi dünyamıza yeni bir bakış kazanıyoruz. Yapay zeka elimizde ki sınırsız bilgiyi işleyerek dünyamıza dair daha anlamlı bilgiler sağlayabilmekte.
Tabi günümüz Türkiye’sinde yapay zekaya dair araştırmalar giderek artmakta. Ülke olarak bu konularda ne kadar emek veriyoruz diye bakmamız çok mühim çünkü 1950’lerde Dünyada bu konuda ilk adımlar atılırken Türk bilim insanlarının da benzer konuları çalıştığını görmek bizleri gerçekten çok mutlu etmekte.
1959 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesinde profesör doktor Cahit Arf, makine düşünebilir mi ve nasıl düşünebilir isimli bir çalışma sunuyor.
Son on yılda ki ilerlemeye baktığımızda artık yanı başımızda yaşayan insansı robotların hayatımıza girmesi içten bile değil. Gelecekte bilim kurgu filmlerinden aşina olduğumuz biçimde insana benzer makineler bizlerin arasında ve bizlerle beraber çalışıyor olacaklar. Evimizi temizleyecekler, köpeğimizi gezdirecekler, yemeğimizi yapacaklar, ödevlerinde çocuklarımıza yardım edecekler hatta işyerlerimizde çalışma arkadaşlarımız yapay zekalı makineler olacak. Peki on yıl önce akılsız olan bu makineler nasıl bu kadar akıllandı alışılagelmiş bilgisayarlar basit talimatları takip eden akılsız cihazlardır. Yazılım geliştiriciler pek de akıllı olmayan cihazların karşılaşabileceği her durumda hangi talimatı uygulaması gerektiğini belirleyen eğitmenlerdir.
İnternette gezinmemizi sağlayan tarayıcılar 5 milyon satır içeriyor, peki biliyor muyuz bir cep telefonu buna benzeyen 12 milyon satırı takip ederek çalışıyor. Fyodor Dostoyevski’nin suç ve ceza romanının ortalama bir bakısının 16 bin satır olduğu düşünün bu örnek ile yazılım geliştirmenin ne kadar meşakkatli bir iş olduğunu gözlemleyebiliriz.
Yapay zeka yazılımları ise temelde farklı bir yöntem ile eğitilen yazılımlar. Çocuklarımızı nasıl yetiştirdiğimizi onları nasıl bir şeyler öğrettiğimizi gelin hep birlikte hatırlayalım. Onların kendi kendilerine bir şeyleri keşfetmelerine imkan verip hangi davranışların daha iyi sonuçlar doğurduğu konusunda onları yönlendiririz. Bu süreç de çocuklar kendi kendilerine problem çözebilme becerisine sahip olurlar, kendi sorunları için kendileri çözüm geliştirirler. Hatta bazen bizim yaklaşımımızdan farklı yaklaşım sergileyerek zekaları ile bizleri şaşırtırlar. Makine öğrenmesi ve sinir ağları ile geliştirilen yapay zeka yazılımları da çocuklarımızı yetiştirdiğimize benzer şekilde eğitilen yazılımlardır. Yapay zeka yazılımları geliştirilirken bilgisayarın karşılaştığı her durumda ne yapması gerektiğini öğütlemek yerine bilgisayarın bir sorunun çözümü için kendi yöntemini geliştirmesine izin verilir. Bu sayede yapay zeka bizi buldukları akıllı çözümler ile bizleri şaşırtan çocuklarımız gibi bizim yaklaşımımızdan farklı çözümü ortaya koyar. Yapay zeka oldukça heyecanlı ve bir o kadar belirsizlik içeren gelecekte hep birlikte görüşmek üzere.
minikblog sizin için bloglamayı sürdürecek…